Arnavut yazar İsmail Kadere’nin eseri olan
“Ölü Ordunun Generali”, Yeton Neziray tarafından uyarlanmış ve Nurullah Tuncer
tarafından İBBŞT’de sahneleniyor.
Nurullah Tuncer hem sahne tasarımı yapıyor
hem de oyun yönetiyor. Bu oyunda ikisini birden kendisi yapmış. Bunun
eleştirisi bana düşmez tabii biliyorum…Ancak oyun sonrası yorumum; sahne
tasarımında yönetmenliğe göre daha başarılı olduğu yönde. Sanki oyunu iyi
yönetemesem de görsel seyircimi büyüler nasılsa diye düşünülmüş gibi geldi
bana…
Savaş yıllarını konu edinen ve oldukça
güzel, hassas konusu olan bu oyunun kalabalık oyuncu kadrosuyla daha iyi
sahnelenmesini beklerdim…İyi bir tiyatro seyircisiyim. Öyle kolay kolay da
seyrettiğim oyunların dışında kalmam. Ama bu oyun beni içine alamadı ve bana
vermek istediği duyguları yaşatamadı. Oyundan çıkarken seyrek tiyatroya
gidenleri nasıl etkiler acaba diye de düşünmedim değil.
Oyunda konu ve oyunculuklardan ziyade
görkemli bir görsel seyrettik. Sahne tasarımı gerçekten çok başarılıydı. Ancak
oyundan çok görselliğin ön planda olması da rahatsız ediciydi. Olay ismi ve
geçtiği tarihin sahnede yazması, oyuncuların canlandırmaya başlaması fikri
güzel düşünülmüş. Yıllar sonra kaç askerin kemiklerini bulabilirsiniz?
Askerlerin tanınması için madalyonlarına ulaşılması gerekiyor gibi konuları
düşündürüyor. Lafım yok ama bana göre bunlar oyunu kurtarmaya yetmemiş…
Gitmemiş olanların hevesini kaçırmak
istemem ama söylemeden edemeyeceğim. Çıkışta ölü oyunun generali ben oldum J Sevdiklerinizle
mutlu pazarlar. Sevgiler…
Yorumlar
Yorum Gönder