Öncelikle oyundan bahsetmeden önce oyun
öncesi yaşadığımız bilet olayından bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz perşembe
günü yine her zamanki gibi internet üzerinden biletimizi alarak Şehir
Tiyatrolarında “Terzi” ye gittik. Şayet ilk defa internet üzerinden bilet
alarak gitseydim muhtemelen bir daha cesaret edipte internetten bilet
alamazdım. Bizim bilet numaramızın aynısı bir başkasına da satılmış. Yani beş
kişilik yere on kişi şeklinde bir tabloyla karşılaştık…Durumu orada yer
gösteren kişiye söylediğimizde o da şaşırdı. Boş yerlere geçmemizi söyledi.
Allahtan salonda boş yerler vardı da problem yaşamadık. Uçakta koltuk
numarasında başıma gelmişti böyle bir şey ama tiyatroda ilk kez böyle bir şey
yaşıyorum. Buradan da Şehir Tiyatrolarının internet sitesi ne kadar güvenilir
tartışmaya açık olduğunu düşünüyorum…Bu arada söylemeden edemeyeceğim bir konu
daha var. Gittiğimiz gün perşembe olduğu için işitme engelliler için üst yazı
uygulaması vardı. Eskiden her gün bu uygulama oluyordu. Hatta bu uygulamayı
yaptıklarını duyduğumda çok sevinmiştim. Şimdi sadece perşembe günleri…Neden
sadece perşembeye özgü bir uygulama bu? Her gün olması gerekmez mi? Geri kalan
günlerde tiyatro seyredemesinler diye mi? Ayrıca bir de “yastayız oyunlar
iptal” hikayesi var ki onu da duyunca gerçekten çok üzüldüm. Rahmetli Muhsin
Ertuğrul’un sözünü hatırlatmak isterim. “Fırınlar açıksa tiyatrolar da açılır.
Kültür sanat eğlence değildir.” Zaten pazar günleri sadece çocuklara ayrılmış
durumda ve yetişkinlere yönelik oyun oynanmıyor. Haftaiçi yoğun olupta
cumartesiye bilet almış olan seyircinin planlarını bozmak niye? Neyse daha
fazla uzatmadan oyuna geçeyim…
Polonyalı oyun
yazarı ve aynı zamanda karikatürist olan Slawomir Mrozek oyunu olan “Terzi”
Ragıp Yavuz tarafından yönetilmektedir. Krawiec (Terzi) 1964 yılında Mrozek’in
sürgünde yazmış olduğu bir oyundur. Slawomir Mrozek oyunları absürt tiyatro
olarak nitelenmektedir. Yani Terzi de
absürt tiyatro türüne bir örnek. Absürt sözcüğünün anlamı; akla, mantığa
aykırı, anlamsız ve saçma demektir. Uyumsuz tiyatro da denmektedir. Absürt
tiyatro II. Dünya Savaşı sonrası sanatın her alanında olan değişme ve
gelişmelerle ortaya çıkmıştır. Epik tiyatro’nun tersine toplumsal sorunları ve
ilişkileri irdelemek gibi bir amacı yoktur. Uyumsuz tiyatro’da gerçeklik
toplumsal ilişkilerden öte bireysel anlatımlarla olmaktadır. Yani gerçekliğin
bireyce yorumlanmasıdır diyebiliriz. Alışık olduğumuzdan farklı bir türdür.
Terzi de alışık olduğumuz oyunlar dışında bir oyun…Politik, sosyal ve kültürel
dönüşümlere alaycı biçimde yaklaşan bu oyunda; ülkeleri yöneten, hatta idare
edenlere bile yön veren, onları da yönlendirebilen bir gücün varlığını
seyrettik. Diktiği elbiselerle insana şekil ve yön veren terzi gücü temsil
ediyor. Yeni sistemin nasıl şekilleneceğine o, yani terzi karar veriyor. Bunun
için de sürekli yeni biçimler öneriyor.
Oyunlara
gitmeden önce ulaşabiliyorsam text okurum. Ya da text yoksa da oyun seçerken
araştırma yaparım. Bu oyunu seçmemdeki en büyük etken de absürt tiyatro
örneklerinin temsilcisi olduğu yazması ve yazarın oyunu sürgünde yazmış
olmasıydı. Ancak dürüst olmak gerekirse oyun beklentimin oldukça altındaydı.
Elbette emeğe saygım sonsuz…Ama bana göre bir oyunda en önemli şey, oyunun
seyirciyi içine almasıdır. Tiyatroyu çok seven ve iyi bir tiyatro seyircisi
olarak bu oyun beni bile fazla içine alamadı. Beni bile içine alamadıysa
tiyatroya az giden kesimin hiç ilgisini çekmeyeceğini düşünüyorum. İlk perde
oldukça yavaş ve ağır ilerledi. 2. perdede nispeten oyun yükseldi diyebilirim.
Bana göre ön
plana çıkan oyunculuklar tozluk rolündeki Can Başak ve Karlos rolündeki Emre
Karaoğlu. Kostümler başarılıydı, oyunun içeriğine uygundu. Dekora gelince,
terzi dolabı, ayna, dönen kapı ve sahnenin üç tarafını çevreleyen sanıyorum ki
metalden sahne dekoru vardı. Dekor için de başarılı olduğunu söyleyebilirim. Bu
oyun için fazlası olamazdı.
Oyundan aklımda kalan sözler;
·
Çıplaklık demek, barbarlık demek! Çıplaklık,
hiçlik demektir.
·
Doğa kaos demektir. Her şeye anlam katıp, her
şeyi örtüleme düşüncesi…
·
Moda bizi yönetiyor.
·
Biri senin hakkında bir şey düşünüyorsa varsın
demektir.
·
Var olmanın tek şartı benim terziliğimden
geçiyor.
·
Herkes bir başkası gibi ama tek olmak istiyor.
·
Giydirmek yaratmaktır.
·
Yalnızca terzi düzen kurabilir…
Farklı,
alışılmışın dışında ve benim beklentimi karşılamayan bir oyundu. Ama siz gidin,
belki mutlu ayrılırsınız. Sevgiler…
Yorumlar
Yorum Gönder