Soğuk hava,
kar, kış dinlemeden yine tiyatrodaydık. Oldukça olumsuz olan hava koşullarına
rağmen salon doluydu. Bu da beni çok mutlu etti. En çokta o soğukta sıcacık
evini bırakıp gelen yaşlılar dikkatimi çekti. Ayaklarına sağlık…Oyun da buz
gibi havada içimizi ısıtmayı başardı.
Oyunumuza gelince,
İngiliz oyun yazarı, şair William Shakespeare’in eseri olan “Bir Yaz Gecesi
Rüyası” … Oyunun orijinal adı: “A Midsummer Night’s Dream”. İlk sahnelenişi 1594
yılı olarak bilinmektedir. Gitmek isteyenler için hemen söyleyeyim. İBBŞT yeni sezon oyunlarından, 2 perdelik bir oyun.
Aleksandar Popovski yönetmenliğinde sahnelenmektedir. Makedonya doğumlu olan
Popovski, Makedonya, Avusturya, İngiltere, İtalya, İsveç ve Yunanistan’da
farklı tiyatrolarda pek çok oyun sahnelemiştir. Bu kadar ülkede oyun sahneleyen
birinin yönettiği oyuna gittiğini bilince insan ister istemez beklentisini
yüksek tutuyor tabii. Beklediğini bulunca da mutlu oluyor.
Metinleri
bulabildiğim sürece oyunlara gitmeden önce text okumayı seviyorum. Hem oyun
hakkında detaylı fikir ediniyorum hem de metinden tamamen kopulmuş mu, metne
sadık kalınmış mı görme şansım oluyor. Tabii bazen de hayal kırıklığı
yaratabiliyor…Bir yaz gecesi rüyası da metni okuyup gittiğim oyunlardan bir
tanesi oldu. Yönetmen Aleksandar Popovski metni sahneye olduğu gibi aktarmamış.
Ancak olabildiğince çağdaş bir reji anlayışıyla metne sadık kalmaya çalışarak oyunu
yorumladığını düşünüyorum. Tabi ki bu sadece yönetmenin başarısı değil,
kalabalık oyuncu kadrosunun uyumu ve teknik ekipte emeği geçen herkesin
başarısı…Emeklerine sağlık. Alkışları bol olsun…
Oyun Atina dükü Theseus ve ve Hippolyta’nın
düğün hazırlıkları,
Hermia, Lysander, Helena ve Demetrius adlı dört gencin
aşkları ve periler kralı Oberon, periler kraliçesi Titania, diğer periler ve
Puck, düğündeki gösteri için rol hazırlıkları yapan esnaflar Nick Bottom, Peter
Quince, Francis Flute, Snug, Starvelling ekseninde geçiyor. Gerçeği ve rüyayı
bir arada işleyen oyun, yaşlı bir adamın (Puck) rüyası üzerinden beni hayal
dünyasının derinliklerine, bambaşka bir dünyaya götürdü. Kostümler de hem
gerçeğe hem de rüya alemine oldukça uygundu. Dekor minimum ve sadeydi. Gösterişli
ve gözü yoran cinsten değildi. Ayrık kırmızı perdeler oyunda etkin bir şekilde
kullanıldı. Fazlalık ya da kullanılmayan atıl kalan bir şey olmadı dikkatimi
çeken. Ayrıca oyun öncesi oyunun broşüründe oyunda akrobatların da olması ve
buna yönelikte akrobasi eğitiminin alınmış olduğunun yazması ilgimi çekti.
Takdir etmek bana düşmez tabi ki ama başarılı bir yönetmenden, başarılı
oyunculardan başarılı bir oyun seyrettiğimi düşünüyorum. Buna ek olarakta
sadece oyun, oyunculuk ve replikler seyretmediğimizi söyleyebilirim. Aynı
zamanda başarılı şarkılar şeçilmişti ve akrobatik hareketler sayesinde görsel
olarakta etkileyici bir performans seyrettik.
Tiyatro
depresif günlerimin şifası olduğu gibi soğuk günlerde de içimi ısıtıyor. Hele
de gittiğin oyundan keyifle evine dönebilirsen senden mutlusu olmuyor. Gidecek olanlara
şimdiden iyi seyirler diliyorum J
Emeği geçenlere de bolca alkış…Herkese mutlu haftasonları. Sevgiler…
Yorumlar
Yorum Gönder