Arnavut asıllı yazar Yeton
Neziray’ın kaleme aldığı, Atilla Şendil’in yönettiği “Geçtim Ama Tiyatrodan”
adlı oyun Kosova Devlet Tiyatrosu’nda geçmektedir. Uzun zamandır Devlet
Tiyatrosu’nda çalışanların maaşları ödenmemektedir. Spor Bakanı sekreteri,
oyunculardan bağımsızlığın ilan edileceği gün için emrivaki olarak oyun
hazırlamalarını ister. Ancak bağımsızlık günü net olarak söylenmez. Bu oyunda
aynı zamanda Başbakan’ın bağımsızlıkta yapacağı konuşmaya da yer verilmesi istenmektedir.
Oyuncular yoğun provalar nedeniyle ve bağımsızlık gününü bilmediklerinden
dolayı streslidirler. Bakan sekreteri provalara gelip kontroller yapar. Ve
oynanacak oyuna başbakanlıktan çıkan emirlere uygun olması konusunda baskı
yapar. Sansürler, hikayeler ve repliklere müdahaleler ve çeşitli kısıtlamalar
olur. Bu sansürler arasında; ulusal duyguların dile getirilmesinin
yasaklanması, “düşman” kelimesinin arkadaş olarak değiştirilmesi, düşman
ülkelerin isimlerinin kullanılmaması gibi çeşitli emirler bulunmaktadır. Yönetmen
içten içe itiraz etse de durum karşısında emirlere boyun eğmek zorunda kalır. Bu
durum hem tiyatronun doğasına aykırıdır hem de aylardır maaşlarını alamayan
oyuncuları mutsuzdur.
Bana göre
oyunda ön plana çıkan iki karakter; Bakan sekreteri ve kendini“Bilal James”
olarak tanıtan teknisyendi. Bakan sekreteri seyirciyi sinir edecek kadar
inandırıcı ve baskıcıydı. James’in de yönetmene zaman zaman fikir vermesi ve
ardından “karışma sen işine bak” şeklinde azarlanması da ara sıra seyirciyi
güldürdü ve öne çıkan oyunculuklardan bir tanesiydi. Oyundaki diğer karakterler
de çok başarılıydı.
Oyun geneline
baktığımda, iyi oyunculuklar ve iyi bir dille ele alınmış konu olduğunu
söylemek doğru olur. Dekor da oldukça
sadeydi ve gözü yormayacak şekildeydi. Oyun boyunca sahnede olan orkestra
ekibinin de oyuna ayrıca keyif kattığını söyleyebilirim. Bir de ayrıca sahnede
siyah perde üzerine projeksiyonla yansıtılan, oyun bölüm başlıkları şeklindeki
yazılar da oyunda farklılık yaratmış. Oyunun en sonunda da tüm oyuncuların
akıbetleri, nerede, ne yaptıkları söylendi. Farklı bir kapanış oldu.
Kosova
olarak geçen oyunun konusu sadece Kosova değil, bugün bizim ülkemiz ve ayrıca
diğer birçok ülke için de geçerlidir. Bu oyun için günümüzde tiyatroya gelen sansürleri
ve yasakları en iyi ve güncel şekilde anlatan oyun diyebilirim. Hala sansür
almadan veya oyunun tamamen kaldırılmadan Devlet Tiyatlarında
sahnelenebildiğini görmekte ayrıca ümit verici oldu. Yani iyi geldi bana…
Oyundan aklımda kalan bazı sözler:
-
Yalan söylüyorlar, yalan söylediklerini bildiğin
halde onlara inanmayı seçiyorsun.
-
Bugün para kimde var?
-
Tanrı Arnavuttur.
-
Nasıl oluyor da bir milletvekili benim aldığım
maaşın 10 katını alıyor?
-
Arkanızda devlet var!
-
Oyun mu, siyasi parti mi kuruluyor? Belli değil.
-
Herkes biliyor ama kimse bir şey bilmiyor.
Oyuna gitmenizi
şiddetle tavsiye ediyorum. ve son olarakta tiyatrodan değil de kötülüklerden,
sahtekarlıklardan vazgeçildiği güzel günlerin gelmesini dilerim. Sevgiler…
Yorumlar
Yorum Gönder