Kasım-Aralık Sonbahar Hüzünlü Aylar...


           Çocukluğumdan beri yaz aylarıyla aram hep daha iyiydi. Belki yaz çocuğu olduğum için kim bilir…Sonbahar gelince okul başlar, yapraklar dökülür ve içime bir hüzün çökerdi. Biliyorum çok şanslıyım ki iki üst neslimle de fazla zaman geçirebildim, onları tanıma fırsatım oldu. Mutlaka kusurlarım olmuştur ama hatırnaz, kıymet bilen iyi bir torun olduğuma inanıyorum. Anneannem ve dedem hala hayattalar. Allah uzun ömürler versin…Ölüm lafını hep duyardım ama insanın asıl tanışması ailesinden, sevdiklerinden biri gittiğinde oluyormuş…18 yaşındayken kasım ayında babannemi kaybedene kadar ölümü var ama hiç benim sevdiklerime uğramayacak sanırdım, öyle uzak gelirdi. Gidenin gerçekten geri gelmeyecek olması, zamanın unutturmadığı ama alıştırdığını anladım sonra...Babannemden 8 yıl sonra dedemi de aralık ayında kaybettik. Isınamadım şu sonbahara, kışa…Dedim ya çocukluğumdan beri sonbaharı pek sevmem, ama kasım-aralık deyince aklıma ölüm gelir, bir yanım burulur. Sanki dökülen yapraklar gibi her geçen sene sevdiklerimden biri gidecekmiş gibi gelir. Önemli olan sevdiklerimizle yaşarken ne kadar nitelikli zaman geçirdiğimiz. Iş işten geçtikten sonra bir anlamı yok geçmiş ola. Kimin ne zaman gideceği, yarın ne olacağı belli değilken sevdiklerimizle (başta büyüklerimizle) daha çok vakit geçirelim. Hayattayken kıymetlerini bilelim. Sonradan içimizdeki “iyi ki”lerimizle kalalım…Sevgiler...

Yorumlar